• Anasayfa
  • Favorilere Ekle

Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam56
Toplam Ziyaret152822
HÜCRELER DİNLİYOR

Kyoto Üniversitesi, çoğumuzun bildiği bir şeyi doğruladı. Hücreler dinliyor.
Araştırmacılar, yeni çalışmalarda, ısı veya ekipmandan titreşim eklemeden saf ses dalgalarını doğrudan kültürlenmiş insan hücrelerine göndermenin bir yolunu tasarladılar. Bir çim biçme makinesinin hacmi yakın hücreler kapsamlı yanıt verdi. Yaklaşık 200 gen etkilendi. Proteinler açıldı, kalıntı düzenleri değişti ve hatta yağ hücresi gelişimi baskılandı. Başka bir deyişle sesi hücrelerin gidişatını yeniden programlamak için yeterliydi. Farklı hücre tipleri kendi yollarıyla tepki verdi ve bu da vücudun titreşime düşündüğümüzden çok daha derin bir seviyede uyum sağladığını gösterdi.
Matrix perspektifinden bakıldığında bu çok mantıklı. Hücrelerimiz zaten hayatlarımızın fon müziklerini taşır. Bir kapının çarpması, bir ebeveynin sert sesi veya çok şey anlatan sessizlik sadece anılar değil, aynı zamanda alana kazınan titreşimlerdir. İşte bu yüzden beden, zihin yetişemeden tepki verir. Matrix çalışmasında, bedenin yeni bir titreşimi tutabilmesi için bu hücresel anıları yeniden ayarlamak üzere kelimeleri, sesi, hafif hafif vurmaları ve mevcudiyeti kullanırız.
Meta bir bakış açısıyla, sesin biyolojik mantığını vurgular. Vücuttaki her dokunun kendine özgü bir rezonans yöntemi vardır, tıpkı her beyinin belirli bir çelişkiye türüne tepki vermesi gibi. Sesin yağ hücresi farklılaşmasını ve hücre yapışmasını etkileyebilmesi, gürültü kirliliğinin sadece rahatsız edici olmadığını, aynı zamanda biyolojimizi doğrudan şekillendirdiğini gösterir. Öte yandan, sesin ilaç veya ameliyat olmadan uyumu geri kazandırma potansiyeline sahip olduğu anlamına gelir.
İkisini bir araya getirdiğinde derin bir anlam ortaya çıkıyor. Hücreler dinliyor. Travma, hatırlanan titreşimdir. İyileşme, titreşimin geri kazanılmasıdır. Bilim nihayet bedenin zaten bildiği şeyi açıklamaya başlıyor.
(Başlık: Mekanosensitif genlerin akustik modülasyonu ve yağ hücresi farklılaşması
16 Nisan 2025'te Communications Biology'de yayınlandı.

 

* Yazarlar: Masahiro Kumeta, Makoto Otani, Masahiro Toyoda ve Shige H. Yoshimura)
Ç: N. gülşan.

  
242 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın