Hayatın hangi karesine dokunuyorsan sevgi ile dokun. Nasıl ki kâinatın asıl mayası muhabbet ise o muhabbetin özü ve özeti de senin yüreğine maya olmuştur. Sakın ola ki o muhabbeti kin, nefret ve hased tohumları ile besleme. Mecrası değişir, bedene ve ruha en muzır bir mikrop gibi sirayet eder. Beden ve ruhun sahibi ile birlikte çevresindeki ferdlerden tutun, bastığı toprağa, dokunduğu taşa bile menfi enerjisini aktarır. Ve o muhabbet, eğer fıtrattan geliyor ve özünü muhafaza etmiş ise, tabir-i diğerle genetiği değiştirilmemişse, ateşi gül, külü ağaç, derdi başa taç eyler...

Hiçliğe yaslan ki varlığın gerçekliği sende zuhur bulsun. Sen ki aynasın. Sır sende saklı, o sırrı ne kadar çok muhafaza edersen Şems-i Ezeli o kadar tecelli eder sende. Velev ki o sır dağılır gider işte o zaman o ayna cama dönüşür, yangına verir kalp ve ruhunu. "Ben" "ben" dedikçe nefs beslenir, sırrın dağılır... Sırrını dağıtma, gözünden sakın ve özünde sakla... Yolu ne kadar iyi biliyor olsan da temkinli at her bir adımını. Ve her bir adıma duanı kat. Yolun sahibi ne seni ne de sevdiklerini bırakır orda. İlim kanat, amel binek, ihlas miftah olur. Ulaştırır varmak istediğin menzile.

Yüzün Hakk'tan gayrısına dönmesin. Ay'ın ışığı sana Hakikat Güneşinden haber getirir. O halde O'na tabi ol. Sünnetini rehber tut. Bütün peygamber ve nebilerin vasıflarını üzerinde toplamış zat hangi bir amelini hikmetsiz eylemiş, hangi bir sözünü sebepsiz söylemiştir de tabi olmakta bu derece isteksizsin?  Kainatın mayası muhabbet, muhabbetin kaynağı Muhammed'dir(s.a.s) O halde  O'na tam bir teslimiyetle tebaiyet gerektir...